Bir mavi elmas vakası

18.yüzyılın başlarında dedektif ersinin işlerinin çok yoğun olduğu zamanlardı.Dedektif ersin işlerinin yoğunuğundan bunalmıştı.''Artık bir tatile çıkma zamanı geldi'' diye düşündü kendi kendine.Belkide hiç gitmediği yerlere gitmeliydi.Mesele havai adaları yada büyük adada bir kamp bunları konuşmak için çok erkendi ama fikir almak için hiçde erken olmayabilirdi.Aklına can dostu ahmeti aramak geldi.Ondan fikir edinbilir belkide onunla birlikte gidebilirdi.Ahmet onun her işine yardım eden kankasıydı.Dedektif ersin ahmete kimseye güvenmediği kadar güveniyordu.Tuşları büyük bir kararlılıkla çevirdi.
Dedektif ersin:Selam ahmet nasılsın?
Ahmet:İyiyim tatil hazırlıkları yapıyordum
Dedektif ersin şaşırmıştı.Belkide tatile Ahmet ile birlikte gidebilirdi.
Dedektif ersin:Birlikte gidebileceğimizi düşündüm ne diyorsun?
Ahmet:Süper olur derim.Haftaya pazar senin için uygunmu?
Dedektif ersin:Tabiki olur eminim harika olacak ''İyi geceler sana''
Ahmet:Sanada iyi geceler.
Dedektif ersin tatil işini halletmenin verdiği mutluluk ile biraz hava almak ve birazda eski doslara karşılaşmak ümidiyle kendini dışarı attı.
Hava hafif rüzgarlı sokakta gençler dışında kimse yoktu.Sokak boyunca yürümeye koyuldu tatilin davasız geçmesini içinen geçiriyordu.Birdenbire telefonu çalıverdi arayan ahmet idi.
Dedektif ersin:Efendim Ahmet bir sorun mu var?
Ahmet:Ersin hemen Das Hard Cafeye gelmen lazım.
Dedektif ersin:Neden ne oldu?
Ahmet:Seni evleneceğim kızla tanıştıracağım bu benim için çok önemli biliyorsun değilmi?
Dedektif ersin:''Ahh tabi bilmezmiyim''dedi  alaycı bir tavırla.
Ahmet:''Ersin bu benim için dönüm noktası en iyi dostumunda yanımda olmasını istiyorum lütfen gel.
Dedektif ersin:Tamam şaka yaptım zaten  oraya yakınım 20 dakikaya oradayım  orada görüşürüz.
Dedektif ersin bir faytona binerek cafenin yolunu tuttu.Vardığında ilk dördüncü masada onu bekliyorlardı.Dedektif ersin biraz alaylı bir gülümseme ile onları selamladı.
Dedektif ersin:Ben Ersin Yiğit sizinle tanıştığım için memnun oldum hanımefendi ahmet sizden çok bahsetmişti.
Kadın:O memnuniyet bana ait beyefendi benim ismim belki ahmet bahsetmiştir Meryem Adanmış.
Ahmet:Hoşgeldin ersin haydi oturda yemeklerimizi seçelim.Galiba ben spaghetti alacağım sevgilim sen?
Kadın:Bende levrek alayım.
Dedektif ersin:''Bana da ahmetinkinden''.Bunu söylerken gülümsedi.
Garson ''tamam'' diyerek mutfağın yolunu tuttu.
Birbirlerine uzun bir bakış atan ahmet ve meryem sohbeti başlatmak için söze girdiler.
Kadın:Siz ne işle meşguldünüz beyfendi.
Dedektif ersin:'Ben gizem avcısıyım' Halkın diliyle dedektif yani.
Kadın gülümsedi ve söze girdi.
Kadın.Çok etkileyici ersin bey dedektif kitaplarını okumayı severim bir büronuz da vardır eminim.
Dedektif ersin:İltifatlarınız için teşekkür ederim hanımefendi.Evet kendime ait küçük bir bürom var.Ama fazla şöhreti sevmem.
Garson geldi ve ''siparişleriniz hazır'' diyerek konuşmalarını böldü.
Dedektif ersinin aklına tatile Ahmetin sevgilisinin gelip gelmeyeceği geldi.
Dedektif ersin ahmete sevgilisinin tatile gelip gelmeyeceğini fısıldadı.Kadın  tuvalete gitmek için izin istedi
Dedektif ersin:Söylesene o gelecekmi gelmeyecekmi?
Ahmet:Tabiki gelecek unutma gelmek isteyen sendin biz beraber gidecektik.
Dedektif ersin:Ahh tabi 40 yıllık kankam bir kız için beni ekiyor harika birşey ya! tamam sen onla git ama unutma bunu unutmam mümkün değil.
Ahmet:Çok iyi sendende bunu beklerdim onun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun ama tamam sen umursama zaten
O sırada kadın gülümseyerek geldi ve sandalyesine oturdu Dedektif ersin telefonuna baktı mesaj gelmiş gibi yaparak ''Üzgünüm ben gitmem lazım bürodan mesaj gelmiş size iyi eğlenceler''diyerek lokantadan çıktı.
Dedektif ersin sinirli ve birazda kendisi ile gurur duyar bir şekilde bürosuna gitti.Geceyi orda geçiren dedektif ersin sabah evine gitti ve tatil için gerekli eşyaları hazırladı ahmetle birlikte gitmektense tek başına gitmeyi tercih ederdi.Gideceği yeri çoktan belirlemişti.
Havai adalarında rezervasyon yapacaktı.Hemen arayıp rezervasyon işlerini bitirdi.Cumartesi günü gidecekti.Çünkü Ahmet ve sevgilisi ile karşılaşma olasılığı olmayacaktı.
Ve pazar günü gelip çattı.Dedektif ersin valizlerini alıp bir faytonla tren garının yolunu tuttu.Ve ardığında gördüğü manzara karşısında çok şaşırdı.Ahmet ve sevgilisi de oradaydı.Herhalde kendisinin cumartesi günü gideceğini tahmin etmişti.Umursamaz bir tavırla onları
selamladı.
Dedektif ersin:Ahmet siz yarın gitmeyecekmiydiniz?
Ahmet bu sorudan rahatsız olmuştu ki yüz ifadesi değişti ve cevapladı:
''Meryem ile düşündük ve bugün gitmeye karar  verdik.
Birlikte aynı vagona bindiler ve tren hareket etti.Dedektif ersin bunun dönüşü olmadığını anlamıştı
Dedektif ersin:Sizdemi havai adalarına gideceksiniz?
Ahmet:Evet ne tesadüf değil mi!
Dedektif ersin:Tesadüf olduğundan şüpheliyim!
Ahmet:Ne demek istiyorsun yani biz seni takip mi ediyoruz..
Dedektif ersin:Ben öyle bir şeyden söz etmedim ama neyse tadımız kaçmasın.
O anda trenin içinde silah sesleri ile irkildi dedektif ersin.Hemen silahına davrandı ahmet ise sevgilisini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Dedektif ersin silah seslerinin nereden geldiğini anlamak için vagondan dışarı çıktı.Altı kişiydiler ve treni soymak için geldikleri belliydi vagon vagon gezip değerli eşyaları topluyorlardı.Onlarla düelloya girmenin aptallık olduğunu düşündü ve silahını perdenin arkasına sakladı.Diğer vagonlardan değerli eşyaları toplayan soyguncu onların bulunduğu vagona varmıştı.Tek hamle ile dedektif ersin onu içeri aldı ve ağzını tutması için ahmete verdi.Adam kıvranmaya başladı.Dedektif ersin dayanamayarak kafasına çelikten yapılma su matarasıyla vurdu sersemleyen adam yere yığıldı.Soyguncular şüphelenmeye başlamıştı.Bir kişiyi vagonları kontrol etmek için gönderdiler.Diğerleri trenin kontrolü ile ilgileniyorlardı çünkü biri yanlışlıkla makinisti sarhoş etmiş adamacağız oracıkta yığılıp kalmıştı.Adamı aynı diğer adam gibi etkisiz hale getiren dedektif ersin biraz zaman sonra tek kişi kalmasını sağladı.
Dedektif ersin adamın üzerine yürüdü adam silahlıydı silahını nasıl alabileceğini düşündü.Elini cebine koydu ve bir yüzüğü çıkardı Eski evliğiğinden kalma bir yüzüktü.Adamın dikkatini yüzüğe çekmek için havaya fırlattı.Adamın dikkati dağınıkken silahını kapıverdi hemen.Adamla dedektif ersin arasında kısa bir diyalog geçti.
Adam:Lütfen beni öldürme her şeyi anlatacağım.
Dedektif ersin:Çabuk söyle burda ne işiniz var.
Adam tam kekelemeye başlamıştı ki bir silah ateşlendi adam vuruldu ve o anda can verdi.Dedektif ersin sinirden vagona bir yumruk atar ve sesin geldiği yön doğru bakmaya çalışır.Siyah kapşonlu bir adam trenin üstünden kaçmaktadır.Hemen peşine düşer ardı ardına ateş eder ama adam hepsinden ustalıkla kurtulmayı başarır.Trenin yanına bir fayton yanaşmaya çalışmaktadır.Dedektif ersin adamın kaçacağını anlar ve hızını arttırır.Adam faytonun üstüne tüm gücü ile atlar.Dedektif ersinde üstünden atlamaya çalışır ama mesafe çok yüksektir.Dedektif ersin bu işin sadece bir soygundan ibaret olduğunu anlamıştır makinistin yerinde ahmetin olduğunu görünce bir kahkaha atar.
Dedektif ersin:Ooo makinist ahmet bey siz tren kullanmayı bilirmiydiniz.
Ahmet:Dalga geçmeyi bırak ersin bir ara makinistlik dersleri almıştım belki lazım olur diye.
Kadın saklandığı yerden çıkar ve ''ahmet gittilermi''diyebilir.sadece çünkü çok korkmuştur.
Ahmet ''evet gittiler''diye cevap verir.
Vagonlarına geçen ikili derin bir nefes alırlar.Dedektif ersin hala düşünceler içindedir adamların buraya bilerek gelme ihtimalleri olabilirmi diye düşünür.Gece olmuştur miamiye 10 km uzaklıktadırlar.Dedektif ersin tatilin nasıl geçeceğini düşünür ''kankam yanımda ama o kadın olmazsa keşke''der kendikendine ve tren miamiye varmıştır adalarına geçmek için birde gemi yolculuğu geçirceklerdir.Valizlerini gemiye yükledikten sonra denizin görüntüsünü seyretmek için kenarda otururlar.Manzara dedektif ersini derinden etkiler hiç hizasını bozmadan gökyüzünü süsleyen kuşlar değişik boylarda ve renklerde olan ağaçlar ve yeryüzünü adeta bir halı gibi örten deniz.Göz açıp kapayıncaya kadar bitmişti deniz yolculuğu.Onları yer ayırttıkları otelden bir görevli karşılamıştı şansa ki ahmet ve sevgilisi de aynı otelden yer ayırtmıştı.Dedektif ersin bunun bir tesadüf olmadığını biliyordu acaba ahmet telefonunu mu dinlemişti.Dedektif ersin oflaya puflaya duruma katlandı.Ve varmışlardı otele.Görünümü gayet şıktı,orta maaşlı bir aile için fazla iyi görünüyordu.Görevli valizlerini odalarına yerleştirdi.Dedektif ersin yol yorgunluğunu atmak için bir düş almaya karar verdi.Çıktığında dışarıyı biraz gezip görmek için dışarıya çıkmaya karar verdi.Şans ki aniden yağmur başladı.Resepsyon görevlisine sordu:Hava  aniden bozuldu.Resepsyon görevlisi:'Buranın iklimi böyle aniden hava değişebiliyor'demişti.Dedektif ersin odasına geri dönmek zorunda kaldı.Bir uyku çekmek için yatağa uzandı ama uykusu gelmedi.Yolculukta olanları düşünmek ona daha iyi gelecekti.Adamı neden öldürmüşlerdi ve nedense dedektif ersine bu basit bir soygun gelmiyordu.Ona göre bu bir profesyonelin yapacağı bir işti.Faytonun zamanlamasından adamın ölümüne kadar herşey planlanmış olmalıydı.Ama ip uçları yetersizdi.O anda dedektif ersin bir düşünceyle yerinden fırladı.Adamlar topladıkları değerli eşyaları götürmemişlerdi.Bu bir tek şeyi gösteriyordu.Adamlar soygun süsü vermek için değerli eşyaları toplamışlardı yada trenden onların istedikleri bir şey vardı ama kesin olan tek şey bunun basit bir soygun olmayışıydı.
Dedektif ersin bu düşüncelerle uykuya dalmıştı Sabah olduğunda ahmetlere günaydın demeye gitti ama onlar öncden kahvaltıya inmişti bile.Kahvaltıda yok yoktu.Çeşitler saymakla bitmiyordu.Kahvaltıdan sonra sahile inmeyi kararlaştırdılar.Dedektif ersin otelden eşyalarını almak istedi.Odaya girdiğinde oda darmadağındı.Sanki çok önemli birşey arıyormuşcasına dağıtılmıştı.Dedektif ersin sinirden köpürüyordu.Hemen oda servisini çağırttı.
Dedektif ersin:Beyfendi bu odanın hali nedir,diye sordu sakinlşmeye çalışarak.
Oda servisi:Bilmiyorum efendim haberim yok.
Dedektif ersin:Ne demek haberim yok bu ne rezalet!.Ben şimdi nasıl eski düzenine getirecem burayı.
Heryeri aradı ama eksik birşey bulamadı.Kim niye onun odasına girmek istesinki.Sinirlerini yatıştırmak için sahile indi.Ve biraz yüzmek için suya girdi.Su onun sinirini alıp götürdü sanki.Çıktığında sakince odasına gitti oda düzenlenmiş herşey eski yerine konulmuştu.Bir gazete alıp koltuğa yayıldı.İlk sayfadaki haber dikkatini çekti ''Tren soygunu bu sefer danimarka yakınlarında gerçekleşti.Mavi renk maske takan soyguncular treni soymayı çok hızlı bir şekilde yaptılar''Dedektif ersinin çok şaşırdığı cümle şuydu''Soyguncular sadece elmasları yanlarında götürürken diğer eşyalar trenin en arka vagonunda bulundu.Bunu neden yaptıkları hala olay konusu.
Dedektif ersin düşünmeye başladı.Elmaslar neden elmaslar.Diğer soygunda altınlar bunda elmaslar sanki bir plan çerçevesinde ilerliyorlardı.Acaba bunları aradığı özel birşeymi vardı.Ve gece olmuş dedektif ersin hayli yorulmuştu.Tam yatağına uzanacaktı ki telefon çaldı ve arayan eski dostu dedektif hamdiydi.
Hamdi:Ersin hemen gelmen lazım şu tren soygunu vakası varya onunla ilgili bir ipucu buldum.
Dedektif ersin:Sen nerdesin şu anda ben miami adalarında tatildeyim
Hamdi:Ben danimarkadayım hemen bir tren atla gel bekliyorum.
Dedektif ersin su uyur dedektif uyumaz kaidesi ile yola çıkar.Yolda bir ipucu bulduğu için heyecanlıdır.Vardığında hamdi onu karşılar.Ve ipucunu bulduğu yer giderler.Bir tren garına gelmişlerdir.Hamdi ''burası çetenin soyduğu yerlerden biri.Soydukları yrlere logo bırakıyorlar.Ama beni düşündüren logodaki mavi elmas işareti sence ne olabilir.Dedektif ersin ''Tabii ya mavi elmas isviçre kraliçesinin şu değerli elması.Onu çalmayı planlıyorlar kesinlikle.Hamdi senin isviçreye gidip güvenliğin daha güçlendirilmesini söylemelisin.Bende ahmete haber vereceğim.İsviçrede görüşürüz.Hamdi ''tamam orda görüşürüz diyerek''ilk trenle yola koyulur.Dedektif ersinde en kısa yoldan ahmetin yanına gitti ve durumu anlattı.
Ahmet:Beni bu işe bulaştırmasan olmaz değilmi.
Dedektif ersin:Tartışıcak zamanımız yok hemen yola çıkmamız lazım.
Ahmet:Tamam da meryem ne olacak.
Dedektif ersin:Ona da annem hasta dersin haydi çabuk ol yoksa yetişmiyeceğiz.
Ahmet meryeme durumu anlattıktan sonra dedektif ersinle isviçre yolunu tutarlar.Hamdi ile buluşma yerine gittiklerinde  hamdi orada değildir.Bekleyecek zaman yoktur hemen saraya giderler.Elmasın çalındığını öğrenirler çete bir kağıt parçası bırakmıştır.Üstünde mavi bir elmas resmi etrafında yedi tene yıldız vardır.Altında ''see you later'' yazıyordur.Dedektif ersin bu işareti adamın kaçtığı faytonda ve elmasları topladığı pakette görmüştür.Ve aniden hatırlar otel binasının üztünde ve belediye binasının üstünde yedi yıldız vardır.Birbirleri ile bağlantıları olmalı diye düşünür dedektif ersin.Ahmet katıldığı bir konferansı hatırlar 1655 te danimarka kralı mavi elması isviçre kralına hediye etmiştir.O zamanlar krallar ve kraliçeler hediyeleri ile birlikte bir not bırakırlardı danimarka kralı da mavi elmasla birlikte üstünde bu işaretin bulunduğu bir kağıt bırakır.
Dedektif ersin:Yani elmas danimarkada afferin ahmet hemen gidelim.
Hemen deniz yoluyla danimarkaya varırlar.Dedektif ersin otel odasındaki bina resmini hatırlar oda dağtılmadan önce o orada yoktu.Bilerek konulmuştu.O bina tabiki danimarka belediye binası idi.Hemen bir faytona binip oraya varırlar.Dedektif ersin bir plan yapar. Ahmete sinyal verdiğinde polislerle birlikte binayı kuşatacaktır.Dedektif ersin içeriye girer.İçerisi sessiz ve dağınıktır.Zemin kata çıkar ve her yeri kontrol ederken yine o işarti görür ama bu sefer elmasın ortasında bir kol vardır.Dedektif ersin kolu çevirir ve gizli bir kapı belirir etraf fazla karanlıktır birdenbire bir adam dedektif ersinin üstüne atlar dedektif ersin karşılık verir ama başka bir adam onu engeller dedektif ersin karanlıktan kafasını taşa çarpar ve bayılır.
Uyandığında bir gemidedir elleri ve ayakları bağlanmıştır.Kapı açılır gelen mavi maskeli bir adamdır liderleri olduğu bellidir.Maskesini çıkarır ve beni hatırladınmı der.Dedektif ersin gördüğü şey karşısında şaşırır o dedektif ersinin baş düşmanı her vakada bir parmağı olan en son kaybolan çocuk ve düşen adam vakalarında karşısına çıkıp duran kevin dead 'in ta kendisidir..
Kevin:Biliyorum hapisten nasıl çıktığımı merak ediyorsun değilmi meslek sırrı diyelim şuna.,
Dedektif ersin:Bakıyorum türkçeyi bayağı sökmüşsün kevin.
Kevin:O da bir şeymi dünyanın  iyi mafya babalarıyla iş birliği yapmış bir adam duruyor karşında türkçe anca devede kulak benim için
Ama seni tebrik ediyorum zekanla beni nasılda buldun maalesef zeka ancak bulmaya yarar yakalamak için yetenek lazım değilmi.
Dedektif ersin:Bakıyorum bazı şeyler değişmemiş sende hala eskisi gibi kendini çok beğeniyorsun.
Kevin:Bazı huylar değişmez ne yapacaksin sende aynen eskisi gibi kıskançsın ahmetin evlenmesini kıskanmadınmı neyse bu kadar konuşma yeter ben gidip yemek yiyecem biradan senide beklerim.
Dedektif ersin:Tabii büyük memnuniyetle.
Adamlar dedektif ersini çözüp yemekhaneye getirdiler Kevin ile karşı karşıya yemek yediler.Bu arada ahmet endişeli idi.Dedektif ersini binanın her yerinden aradılar ama bulamadılar ahmet çatı katına çıktı.Çatıda bir helikopter sahası vardır.Hemen polislere haber verir.Hava ve deniz yolundaki tüm araçların aranmasını söyler.
Dedektif ersin ile kevin beraber yemek yerler.Kevin ''benim gitmem lazım sen buranın kayfini çıkar''der ve gider.Etrafta adamlar kaynıyordur.Onlara görünmeden kaçması imkansızdır.Tuvalete gitmek istediğini söylyerek etrafı gezinir.Elmasın kevin'ın kamarasında olduğunu düşünür adamlara görünmeden hemen kamaraya girer.Elmas şifreli cam bir kutunun içindedir.Şifre dört harflidir düşünür düşünür ve aklına danimarka kranının elması hediye ettiği tarih aklına gelir.Tek bir hakkı vardır fazla zamanı yoktur denemek zorundadır.Yazar şifre doğru çıkar gerçek elması alır yerine sahtesini koyar ve kapağı kapatır şifreyi sıfılar ve kamaradan çıkar.Gizliden kaçması gerekiyordur.adamların dikkatinidağıtmak için düşünür düşünür yanindaki havai fişeklri fark eder eğer başka yere ateşlrs adamlar oraya gidecek ve dedektif ersin kaçabilecektir.Kevin'a bir not yazıp kamarasını önüne koyar ve havai  fişekleri ateşler adamlar sesin geldiği yöne baktıkları sırada dedektif ersin suya atlar bazı adamalar dedektif ersini fark eder ve ateş açarlar.Dedektif ersin koludan vurulur ve suyun derinliklerine dalar.nefesi fazla yetmeyeceğini anlaryüzeye çıkmaya çalışır ama kolunun ağrısı onu alı koyar.O sırada ahmet ve yanındaki polisler olayı görürler ve onlara doğru ilerlerler.Polisler gemiyi basarlar keviniturtuklarlar. Ahmet hemen suya atlar ve dedektif ersini sudan çıkarır dedektif ersin çok yorgundur ahmet nabzını kontrol eder nabzı çok yavaş atıyordur.Ölüm tehlikesi vardır.Hemen hastaneye yetiştirirler.Ahmet çok fazla üzgündür.En yakın dostunun bu hale düşmesinden kendisini sorumlu tutuyordur.
Doktor gelir ve dedektif ersinin ölüm tehlikesinin geçtiğini söyler.Gece orda kalan dedektif ersin elması isviçre kraliçesine teslim eder.Hamdi olayın nasıl olduğunu sorar.
Dedektif ersin:Olay aynen şöyle oldu trende olan soygun sadece bir uydurmadan ibaretti sadece değerli eşyalar için soyulduğu anlaşılması isteniyordu.Benim maiami tatiline gideceğimi bildiği için önceden her şeyi planlamıştı.Benim odadan ayrıldığım sırada odayı dağıtarak birşey arıyormuş hissi verdiler böylece astıkları tabloyu kimse görmeyecek ve plan işleyecekti.Logoda ki sırrı bulan ahmetti danimarka kralının isviçre kraliçesine hediye ettiği elmasın tarihini vermeseydi elması bulamazdım.Gemideki elmas sahte gerçek elmas şu anda danimarkadaki belediye binasında.Gemideki elmaslar ise elması belediye binasından aldığım hissini vermek içindi.Hamdi bey lütfen belediye binasından elması yerine verirmisin.
Ahmet:Ersin sen bir dahisin
Dedekti ersin:Buna dahilik denmez dostum sadece beceri denir.

1 yorum:

  1. harika bir şey bu bunu yazan çok karizmatik olmalı çünkü cümleleri öyle şiirsel kullanmışki beğenmeyen üzülür

    YanıtlaSil